Dünya Bankası, azalan politika belirsizliğinin ve dayanıklı bir şekilde seyreden tüketici talebinin bir yansıması olarak, Türkiye’nin bu yıl yüzde 4,2 büyümesini bekliyor.
Dünya Bankası’nın bugün yayınlanan Avrupa ve Orta Asya (ECA) Ekonomik Güncelleme Raporuna göre, bölgedeki yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomiler (EMDE) için 2023 yılı ekonomik büyüme tahmini yukarı yönlü bir revizyonla yüzde 2,4’e çıkarıldı.
Açıklamada şu bilgiler verildi:
“Büyümedeki hızlanma, savaşın etkilediği Ukrayna ve Orta Asya için tahminlerdeki iyileşmeyi, Türkiye’deki tüketici dayanıklılığını ve Rusya’da askeri ve sosyal transferlere yönelik kamu harcamalarında kaydedilen artış sayesinde beklenenden iyi büyümeyi yansıtmaktadır. Rusya ve Ukrayna dışarıda tutulduğunda, bölgedeki hasılanın 2023 yılında yüzde 3 artması beklenmektedir.
2024-25 döneminde, bölgenin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa Birliği’ndeki (AB) zayıf büyüme, yüksek enflasyon, sıkılaşan finansal koşullar ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yayılma etkileri sebebiyle büyümenin yıllık olarak yüzde 2,6 seviyelerinde olması bekleniyor.
Dünya Bankası’nın Avrupa ve Orta Asya Bölgesinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Antonella Bassani, konu ile ilgili olarak şunları belirtti: “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, yaşam maliyeti krizi ve iklim riskleri gibi üst üste yaşanan şoklar, Avrupa ve Orta Asya bölgesinde çetin zorluklar yaratıyor. Ülkelerin üretkenlik artışını yeniden canlandırabilmeleri, daha iyi ekonomik ve sosyal sonuçlar elde edebilmeleri, dirençlerini arttırabilmeleri ve ekonomilerini karbonsuzlaştırma çabalarını hızlandırabilmeleri için yeni bir yaklaşıma ihtiyaç duyulacaktır.”
Aşağı yönlü riskler, Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki EMDE ülkeleri için görünümü gölgeliyor. Küresel emtia piyasalarındaki yüksek oynaklık ve enerji fiyatlarındaki hızlı artış karşısında enflasyon yüksek seviyelerde kalmaya devam edebilir. Küresel finansal piyasalar, sıkılaşan finansman koşulları sebebiyle daha oynak ve kısıtlayıcı hale gelebilir.
Dünya Bankası’nın Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Baş Ekonomisti Ivailo Izvorski ise konu ile ilgili olarak şunları vurguladı: “Hükümetlerin son birkaç yılda COVID ve yaşam maliyeti krizi sebebiyle harcamalarda kaydedilen büyük artışlar sonrasında mali konsolidasyon uygulama planlarına rağmen mali açıklar bu yıl büyük ölçüde aynı seviyelerde kalmıştır. Yaşlanan nüfusun artan maliyeti, yükselen faiz ödemeleri, iklim değişikliği uyum ve azaltım eylemleri için ihtiyaç duyulan yatırımlar ve diğer örtüşen krizleri yönetme ihtiyacı, hükümet bütçeleri üzerindeki baskıyı arttıracaktır.”
Ukrayna ekonomisinin, Rusya’nın ülkeyi işgal ettiği 2022 yılındaki yüzde 29,1’lik daralmadan sonra, daha istikrarlı elektrik temini, artan kamu harcamaları, devam eden donör destekleri, daha iyi gerçekleşen hasat ve bazı ihracatların ülkenin batı sınırları üzerinden yeniden yönlendirilmesi sayesinde bu yıl yüzde 3,5 büyümesi beklenmektedir.
Azalan politika belirsizliğinin ve dayanıklı bir şekilde seyreden tüketici talebinin bir yansıması olarak, Türkiye’nin bu yıl yüzde 4,2 büyümesi bekleniyor.
Öte yandan, yükselen faiz oranları ve kademeli mali konsolidasyon karşısında iç talebin soğuması sebebiyle 2024 ve 2025 yıllarında büyümenin yavaşlayarak ortalama yüzde 3,5’e inmesi muhtemeldir. Rusya’da, artan kamu harcamalarının ve dirençli tüketimin, 2023 yılında yüzde 1,6’lık bir büyüme sağlaması, 2024 ve 2025 yıllarında ise kapasite kısıtları ve yavaşlayan tüketici talebi sebebiyle büyümenin zayıflayarak sırasıyla yüzde 1,3 ve yüzde 0,9’a inmesi beklenmektedir.
Orta Asya’da büyümenin bu yıl güçlenerek yüzde 4,8 olarak gerçekleşmesi, 2024 ve 2025 yıllarında ise enflasyonun düşmeye başlaması varsayımıyla ortalama yüzde 4,7 olması öngörülüyor.
Öte yandan, Batı Balkanlar’da büyüme hızının bu yıl yüzde 2,5’e inmesi, 2024 ve 2025 yıllarında enflasyon baskılarının azalmasının, ihracattaki kademeli toparlanmanın ve donör destekli altyapı projeleri için yapılan kamu harcamalarındaki artışın yansıması olarak yüzde 3,3’e yükselmesi tahmin ediliyor.
Ekonomim